SAHNE TASARIMI: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BİR YOLCULUK

Ayşe Bengi Buğay

Tiyatro sanatının kökeni, eski Yunan tiyatrosuyla birlikte başlamış ve zaman içinde dekor ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. İlk tiyatro metinleri, sahnede görsel tasarımın önemli bir unsuru olarak ortaya çıktı ve böylece görsel öğelerin terminolojisi, tiyatro tanımının ayrılmaz bir parçası hâline geldi. Bu noktada, resimli panolar ve benzeri görsel unsurlarla başlayan tasarım anlayışı, zamanla “sahne dekoru” olarak adlandırıldı.

Tiyatro kurallarının belirlendiği süreçte, sahne üzerindeki anlatımı destekleyen sahne dekoru, bir dizi teknik terminolojiyi de beraberinde getirdi. Panolar, sahne asansörleri, teknik donanımlar gibi unsurlar, Rönesans ve Barok dönem İtalya’sında dekor tekniklerinin gelişmesiyle günümüz sahne tasarımına ulaşmasını sağladı.

Ancak günümüzde sahne tasarımı, eski moda ve çağın gerisinde kalan “dekor” tanımından çıkıp yerini “performatif tasarım” kavramına bırakmıştır. Bu dönüşümde dijital tekniklerin etkisi büyük bir rol oynamaktadır. Artık sahne dekor tasarımı, geçmişin klişelerinden kurtularak sofistike ve kavramsal bir bütünlük içinde ele alınmalıdır. Tasarımlar, sadece oyun metinlerinin anlatımıyla değil, aynı zamanda çağdaş sanat anlayışıyla birlikte ele alınmalıdır.

Bu yaklaşım, tasarımın sadece anlatılanı değil, aynı zamanda içinde bulunduğumuz çağın sanat anlayışını da yansıtması gerektiğini vurgular. Bu nedenle, kavramsal düşünme ve yaratıcılık sahne tasarımında daha da önem kazanmaktadır. Geçmişte sıkça gördüğümüz modern sahne tasarımı, kapalı kutu tiyatro tasarımının geride bıraktığı dönemi düşündüğümüzde, geleceğin “sahne tasarımı” anlayışına ışık tutmuş bir kilometre taşı olmuştur.

ABONE OL