MINDFULNESS TEMELLİ OYUNCULUK EĞİTİMİ
Didem Özkavukçu Aygün
Eğer doğanın içinde yaşayan, stressiz bir hayat sürebilen, kendi ürettiğini tüketebilen şanslı azınlıktaki insanlardansanız, bu yazı size göre değil. Bu yazı, şehir hayatında kendini var etmek için sanata sarılmış insanlara…
Son yılların “moda” kelimesi olan “mindfulness”, Dr. Jon Kabat Zinn tarafından, MIT (Massachusetts Institute of Technology) de hayata geçirilmiş, kadim ve insanlar için faydalı birkaç öğretiyi bir araya getiren toparlayıcı ve yeni sayılabilecek bir kavram. “Bilinçli Farkındalık” olarak tanımlayabileceğimiz bu kavram, Budist öğretiler ile psikoloji bilimini birleştirmiştir.
Spiritüalizm, şehir hayatı yaşayan insanın gitgide uzaklaştığı, bilimsel gerçeklerle özdeşleşmediği düşünülen, ilgilenmek isteyenlerin de imkânları dahilinde “göstermelik” bazı uygulamalarla sınırlı kaldığı bir alan oldu. Yoga ise bir spor dalına dönüştü. Öyle ki, zayıflamak için yoga yapanlar, sosyal medyada fotoğraf paylaşmak için yoga yapanlar artık her yerde…
İnsanı kendi doğasına yakınlaştırmayı amaçlayan ve binlerce yıldır uygulanan kadim öğretilerden bu kadar uzaklaşılmışken stres her zamankinden daha çok hayatımızda… Kabullenilmiş ve gitmeye hiç niyeti olmayan bir misafir olmanın ötesinde, evimizi yönetmeye başlayan bir düşmana dönüştü. Oysa stres, gerekli durumlarda yani korku olmadan uyarılmaya ihtiyaç duyduğumuzda bize gerekli enerjiyi veren (örneğin spor yaparken) ya da ölüm-kalım anlarında hayatta kalmamızı sağlayan, kaslarımıza “kaç ya da savaş” içgüdüsüyle enerjiyi depolayan durumdur. Sağlıklı bir insanın sinir sistemi, stresi mevcut duruma göre yönetir, stres gider ve gelir, denge sağlanır.
Doğal hayatta, bir ceylanın aslandan kaçışını düşünelim. Hayatta kalma güdüsüyle yaşadığı stres, tüm kaslarına adrenalin sayesinde enerji pompalar ve bu sayede hayatta kalır. Tehlike geçtikten sonra da dinlenmeye geçer. Artık sinir sistemi sakindir, vücudu tam bir dinlenme hâlindedir. “Aslandan kaçarken keşke şöyle yapsaydım…” ya da “Bir dahaki sefere ona şunu söyleyeceğim, beni nasıl kovalar…” vs gibi olayı aklında yaşamaya devam etmez. Bunu sadece biz insanlar yaparız. Geçmiş yüzünden pişman olur, kavgalarımıza devam eder ya da gelecek için endişe eder dururuz. Ancak (…)