KABUKİ TİYATROSU EĞİTİMİNDE İKİ YAKLAŞIM: USTA-ÇIRAK İLİŞKİSİ VE AKADEMİK PROGRAMLAR
Zeki Tüzün
Japonya, modern dünyanın hızla gelişen ve teknoloji alanında öncü ülkelerinden biri olmasına rağmen, geleneksel kültürüne sıkı sıkıya bağlı kalmayı başarmış nadir ülkelerden birisidir. Her ne kadar sokaklarında en son teknolojiyle donanmış cihazlar ve binalar göz alıcı bir varoluş sergilese de Japon kültürünün derin kökleri, günlük hayatın her alanında hissedilir. Modern ve gelenekselin bir arada yaşadığı bu denge, Japonya’nın kimliğini oluşturan en önemli unsurlardan biri olarak karşımıza çıkar.
Japon halkı, bir yandan en yenilikçi teknolojileri kucaklayarak dünyaya yön verirken, diğer yandan atalarından miras kalan kültürel değerleri yaşatmayı ihmal etmez. Bu denge, Japonya’nın sanat ve yaşam tarzına da yansır. Geleneksel olanı ve moderni harmanlamak, Japonya’nın kendine özgü kültürel zenginliğinin bir parçasıdır.
Japonya’nın geleneksel sanatları, ülkenin zengin kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturur ve nesiller boyunca korunarak günümüze kadar gelmiştir. Japon Geleneksel Tiyatrosu da bu konuda büyük öneme sahiptir. Geleneksel Japon tiyatrosunun en çok bilinen üç türü Noh, Kabuki ve Bunraku’dur.
Özellikle Kabuki Tiyatrosu, Japonya’nın en popüler ve en çok bilinen geleneksel tiyatro formudur. 17. yüzyılın başlarında Edo döneminde doğan Kabuki Tiyatrosu, tarihsel, mitolojik ve toplumsal konuları işleyen, gösterişli kostümleri, makyajları ve dramatik oyunculuk tarzıyla bilinen bir performans türüdür.
Kabuki Tiyatrosu’nun kökeni, 1603 yılında Kyoto’da bir tapınak dansçısı olan Izumo no Okuni’ye dayandırılır. Okuni, tapınak sahnesinden çıkarak sokaklarda dans performansları sergilemeye başlamış ve bu gösteriler, halk arasında büyük bir ilgiyle karşılanmıştır. Bir dans gösterisi olarak başlayan Kabuki Tiyatrosu, zamanla karmaşık hikâyelerle zenginleştirilerek dramatik bir tiyatro formuna dönüşmüştür. Kabuki Tiyatrosu, ilk olarak kadın oyuncular tarafından sahnelenen bir tiyatro formudur. Ancak, tiyatro formunun yaygınlaşmasıyla birlikte, kadın oyuncular, gösterilerde sosyal açıdan yoğun eleştirilere maruz kalmış ve durumun ahlaki olmadığı gerekçesiyle 1629 yılında kadın oyuncular Kabuki sahnesinden menedilmişlerdir. Kadın oyuncuların sahneden çekilmek zorunda kalmasıyla birlikte tüm roller erkek oyuncular tarafından üstlenilmeye başlanmış ve “onnagata” tarzı ortaya çıkmıştır. Bu gelenek günümüze kadar devam etmiştir. Günümüzde hâlâ Kabuki Tiyatrosu, sadece erkek oyuncular tarafından sergilenmektedir. Bu durum, Kabuki Tiyatrosu sanatını daha teatral olmaya, oyuncuların performanslarında daha abartılı yüz ifadeleri ve daha güçlü vücut hareketlerini kullanmaya yönlendirmiştir.
Günümüzde Tokyo’daki Kabuki-za Tiyatrosu, Kyoto’daki Minami-za ve Osaka’daki Shochikuza gibi ünlü Kabuki grupları, bu tiyatro formunun en önemli uygulayıcıları arasında yer almakta ve sanatı her gün binlerce seyirciyle buluşturmaktadır. (…)