ÜÇÜNCÜ MERHABA

Dinçer Ateş

Bir derginin varlığının göstergesi, üç sayı çıkmasıdır. Bu nedenle, akademik araştırmalar, en az üç sayı çıkan dergiler üzerine yapılır. Böylece “Krom” bir eşiği daha aşmış oluyor. Buna nitelikli yazılarıy­la katkı veren, bize yazı gönderen değerli yazarlarımıza içtenlikle teşekkür ediyoruz. Sayenizde, sahne sanatları alanında ortak bir yayın platformu olma hedefine her sayıda biraz daha yaklaşıyoruz. Son teşekkür varlık nedenimize; bizi masasına konuk eden okuyu­cularımıza… Eksik olmayın.

Bu sayımızın dosya konusu “Metin-Sahne İlişkisi”.  Metin sahnenin nesi olur? Doğrusu ilk yaratıcı eser olan metin, uzun süre oyunun/gösterinin merkezinde yer aldı. Çünkü metnin hikâyesi, öğreticiliği, ideolojisi; sözün estetiği ya da esprisi yad­sınamaz bir ağırlığa sahipti. Diğer disiplinler, metni daha iyi an­latmak, göstermek, duyurmak ya da hissettirmek üzere metnin etrafında konuşlanıyorlardı. Temel fonksiyonları; hikâyeyi, mesajı ve sözü güçlendirmekti. Dolayısıyla, metin öznesi merkezinde araçsallaşıyorlardı. Fakat metnin uzun süren bu başrolünün değiş­tiğini, oyun ya da gösteri bütününün eş parçalarından biri gibi algı­lanmaya başladığını gördük. Son zamanlarda ise asıl amaç gösteri/ performans/ şov olmaya, yani metin araçsallaşmaya başladı. Yete­rince güçlü metinler üretilemediği için mi gösteri ön plana çıktı, yoksa gösteri ön plana çıktığı için iyi metne ihtiyaç azaldı, bu baş­ka bir tartışma. Sonuçta, -şimdilerde- sahnedeki görsel-işitsel şov; sözden, anlatıdan, mesajdan daha çok rağbet görüyor gibi.

Metnin, sahnenin merkezinde yer almaması, çözüm bulunması ge­reken bir sorun değil. Estetik merkezin; metnin estetiğinden sahne estetiğine doğru kayması neden bir sorun olsun ki? Fakat estetik azalıyorsa; yani sanatsal kaygılar, yerini kolay tüketilip unutulan, sı­radanlaşan gösterilere bırakıyorsa, o zaman bu tartışılması gereken bir sorun olabilir. Çünkü söz, önemli bir direnç noktası, sözü kaybet­menin riskli yanı da burası. Her şey uçtuğunda geriye kalan o oluyor.

4. sayımızın dosya konusu “Festivaller” olacak. Sahne sanatları alanında uluslararası, ulusal ya da bölgesel çapta yapılan festival­leri, etkinlikleri, buluşmaları bu başlık altında çok yönlü olarak değerlendirmeye çalışacağız.

Çağrımızı yineliyor; dosya konusuyla ilgili yazıla­rınızı, oyun/gösteri/performans eleştirilerinizi ve sahne sanatlarıyla ilgili kaleme alacağınız özgün yazılarınızı 31 Temmuz’a kadar bekliyoruz. Gön­dermek için buraya tıklamanız ve dosyaları yüklemeniz yeterli.

Dergideki yazıları sitemizden inceleyebilir ve sayılarımızı buradan alarak dergimize destek olabilirsiniz.

 ABONE OL