ÖLÜMSÜZLÜĞÜN BAŞKENTİ: GILGAMEŞ

Hakkı Kuş

Dergimizdeki ilk yazımla karşınızda olmaktan mutluluk duyuyorum. İlk olması hasebiyle de Ankara Devlet Tiyatrosu Akün Sahnesi’nde izlediğim Krom Sanat oyunu Gılgameş hakkında bir yazı yazmak istedim.

Eser, bilinen en eski destan olarak kabul ediliyor. (Bazı kaynaklarda Homeros’a kapı açan metin olarak da geçiyor.) MÖ VII. yüzyıldan, Ninova’daki Asurbanipal Kütüphanesi’nden gelen ve Uruk Kralı Gılgameş’in hikâyesini anlatan destanla dünyanın tanışması 1800’lü yıllara dayanıyor. Metin, çivi yazısı ile tabletlere işlenmiş, her biri üç yüz satırlık on iki bölümden oluşuyor.

Oyuna gelince; sahnelemede yoğun olarak kullanılan şiirsel, bedensel anlatım ve müzikal eşlik, giderek yükselen grafiğiyle finale kadar seyirciyi diri tutuyor. Etkilendiğimi itiraf etmeliyim. Çıkarken görkemli bir dans gösterisinin ve kadim bir destanın etkisinden kurtulmakta zorlanarak dünyanıza dönüyorsunuz.

En güçlü mitolojik eserlerden biri olan Gılgameş’i sahneye uyarlayan ve başarılı bir yönetimle sunan ise Funda Mete. Oyunun en önemli yanının Funda Mete tarafından kurulan metin olduğunu düşünüyorum. Mete’nin dil ve oyun yorumu konusundaki güçlü alt yapısı, destana farklı boyutlar kazandırmış. Oyun bize binlerce yıllık bir destanla birlikte bugünün insanını da anlatıyor. Destanın hikâyesine sadık kalmakla birlikte metin; destanda geçmeyen fakat insanının evrensel çıkmazlarına parmak basan aforizmik, kritik ifadelerle işlenmiş. Bunlar, duyduğunuzda bir kenara not almak istediğiniz ve sonraki günlerde unutmak istemediğiniz ifadeler…

devamı için ABONE OL