KIRIK AYNA
Funda Mete
Tiyatro, seyirci ile buluştuğu o “ilk” zamanlarda, edebiyat sanatının bir alt dalı olarak değerlendiriliyordu. Söz söyleme ustalığı hem yazarı hem oyuncuyu kapsayacak şekilde en öne konuluyordu. Sözün bu ayrıcalıklı konumu uzun yıllar hâkimiyetini korudu sahnelerde. Yazarlardan etkileyici, ateşleyici, duyanı durup üzerinde düşünmek isteyeceği satırları belli bir ahenk ve neredeyse şiire yaklaşan bir rafinelikte bekledi seyirci. Oyunculardan ise, bu mükemmel satırların anlamına en yakışır şekilde kusursuz, yine etkileyici ve büyüleyici sunumu… Bir kutsallık atfedildi tiyatro metnine; yazar, oyuncu ve seyirci olarak. Şüphesiz ki bugün bile etkilenerek izlediğimiz, dünyanın en eski zamanlarından her kültürden, her coğrafyadan bizlere kalan metinler, her şeyden daha çok edebiyatın şaheserleridir. (…)