ÇORBALI MELODİLER

Pınar Aydın O’Dwyer

 

Çorbanızı nasıl alırdınız? Sade suya mı, tavuk suyuna terbiyeli mi tercih edersiniz? Eskiden bu basit bir soruyken, günümüzde dünyanın değişik coğrafyalarının nice değişik baharatlarıyla tatlandırılmış, hatta kimi zaman bardakta soğuk içilen sulu yiyecek ya da içecekler arasında seçim yapma gereği peyda oldu. Ezme-süzme amaçlı elektrikli elektriksiz bir yığın alet edevatla üretilen yeni nesil çorbalar, canımız ecdadımız basit tencerede kaşıkla karıştırılıp pekâlâ lezzetle pişirilebilen her derde deva sıcacık çorba ile aramıza girmiş durumda. Bugünün soğuk çorbaları varlıklarını kadim tencere ve kaşıkla pişirilen sabır ürünü çorbalara borçlu olduklarının bilincinde midir acaba? Ve biz, çorba özelinde, tüm kültür öğelerinin duyularla aktarılan derin bellek kodlarına bağlı olduğu ve bu kodların değişime maruz kalabileceğinin farkında mıyız?

Tat Duyusu

Gerçekten de toplumların-coğrafyaların sadece tat değil tüm duyularının kültürü ve bu kültürün toplumsal bellek kodları vardır. Örneğin, Japonya’da piyasaya kahve sürmek isteyen bir firmanın önce Japon kültür belleğinde en eski kahve kodunu bulması gerekmiş (1). Ancak böyle bir bellek kodunun var olmadığını anlayan firma önce çayın yanına kahve tadında kurabiyeler üretmiş, ardından bu tada aşina olan ülkeye kahveyi yerleştirebilmiştir. Artık saf çay yerine kahveli çay ne kelime, olay çaylı kahveye terfi etmiştir denilebilir. Peki saf kahve yerine çaylı kahveye kiç (zevksiz) denilebilir mi? (2) Elbette denilemez, herkes kendi beğenisinde özel ve özgürdür. Üstelik zevkler stabil değil, anında veya nesiller ötesinde, ama illaki dönüşücüdür.

İşitme Duyusu

Konuyu tat duyusundan işitme duyusuna getirdiğimizde, aralarındaki en önemli farklardan birinin algılanabilme mesafesinin olduğu söylenebilir. Şöyle ki tat duyusu sadece doğrudan kişinin ağzında meydana gelirken, yani tamamıyla kişiselken, kilometrelerce uzaktan gelen bir ses bile işitilebilir. Bu nedenle işitme duyusu sosyal bir duyudur, o alan veya ortamdaki herkesle ister istemez paylaşılır. Eğer duyulan bir insan çığlığı, bir araba freni veya bir köpek havlaması ise herkes irkilir; bir çocuk kahkahası, bir gol alkışı veya kuş cıvıltısı ise herkes gülümser. Hele müzik sesi ise herkes melodiye göre bir duygu hisseder; hüzünlü, neşeli veya harekete geçirici…

Müzik Eğitimi

Müzik eğitimi verilmeden müzik öğrenilemez mi? Müzik sadece şarkı ile, bir enstrüman ile veya bir cihaz ile mi insan zihnine akıtılıp kaydedilir? (…)

devamı için ABONE OL