BİR İNSAN YAVAŞ YAVAŞ NASIL ÖLDÜRÜLÜR?
Funda Mete
Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını, Güngör Dilmen’in yazdığı komik, dinamik ve müzikli bir oyun. Pek çok seyirci onu eğlendiği, güldüğü bir oyun olarak hatırlar. Benim için durum pek öyle değil. Oyunu hep Mahitab’ın bu duygusal, iç acıtıcı tiradı ile hatırlarım, tiradın içinde geçen şu sözle: “Güzel olmadığımı annemden öğrendim ben.”
Canınızdan öte can, en yakınınız size güzel olmadığınızı -istemeden de olsa- hissettirdiğinde, ileride ne kadar çok insan aksini de söylese içinizde kanayan yaraya merhem olmaz. Onların merhametli yalancılar olduklarını düşünürsünüz. Özgüveniniz her zaman biraz eksik kalır. Evet bu oyunu hep bu tiratla hatırlarım ve bu tirat başka iki şeyi getirir aklıma.
İlki Anton Çehov’un yazdığı Vanya Dayı adlı oyundaki Sonya karakteri. Bu oyunda da benzer bir diyalog geçer. Sonya, karşısındaki kişiye güzel olup olmadığını sorar. Aldığı cevapsa saçlarının çok güzel olduğudur. Ve Sonya “Ancak bir insan güzel değilse saçları ya da gözleri övülür.” der. Yani Sonya’ya da merhametli bir geçiştirme ile aslında güzel olmadığı dolaylı yoldan söylenmiş, hissettirilmiştir. (…)