AŞKIMIZ AKSARAY’IN EN BÜYÜK YANGINI OYUNUNDAN

Güngör Dilmen

 

II. SAHNE

 

Kesme kristal karpuzlu bir gaz lambasının ışığında MAHİTAB

aydınlanır. Orta yaşlı, güzel ya da çirkin denemez. Dimdik, onurlu,

incelikle buyurgan. Duygusallığı MAHİTAB’ın yazgısıdır. Bütün

öbür kişilerin de yaşamını etkiler.

 

MAHİTAB:

Mahitab’ım ben,

sarayda doğdum sarayda büyüdüm.

bu mahalleye bugün geldim,

talihimin cilvesi işte

nereden nereye!

 

(eline gümüş bir ayna geçer)

 

Ne güzeldi annem,

ben annem kadar güzel değilim.

Anneciğim, ben küçükken alnımı oğuşturur

“Kızım, güzellik gelip geçicidir insanın kısmeti

açık olmalı” derdi.

Yüreğim burkulurdu o böyle söyledikçe.

“Anneciğim” derdim, “güzel değil miyim ben?” susar, alnımı

oğuştururdu.

Güzel olmadığımı annemden öğrendim ben.

Sonra sarayda altın saatler durdu

annem genç yaşında kahrından öldü.

 

Babam oniki yaşında kılıç kuşanmış,

madalyalar göğsünde altınlı gümüşlü,

böööyle nişanlar sağlı sollu,

kimini Fransız vermiş, kimini Alman İmparatoru.

Ama o madalyaların altında

bir kalp yoktu.

Annemin üstüne başka hanımlar aldı

annem doğuştan soylu, doğuştan duyguluydu

ince hastalıktan öldü.

Cariyeler arasında unutuldum ben.

Ne güzeldi annem

Çerkez belli

gümüş kemerli

lepiska saçları omuzlarına inerdi.

 

Ama zaman yürüyordu…

önce bir prensle evlendirilmek istendim,

araya düşmanlar girdi. Sonra,

başka isteyenlerim de çıkmış, öyle dediler.

Ya ben gönüllü değildim, ya kader.

Aslında bir büyük aşk bütün bir ömre yeter.

 

Yok, yetmez kısacık ömür, büyük bir aşka yetmez. Ben

baharımda aldandım, önüm yaz biraz, sonra güz.

 

Yüreğim bir güvercin,

güvercin, kızıl güvercin

niçin böyle çırpınırsın?

Bilirim sen

aşkın esrarlı iklimini ararsın.

Ama bu dar sokakta, kafesler arkasında

onu nasıl bulursun?

Güvercin, kızıl güvercin.

Bekliyorum, sabırla bekliyorum Tanrım

aşkın alıp sürükleyici çağrısı

 

(Uzaklardan ARTİN’in keman

sesi. MAHİTAB  devi­-nimsiz,

dinler dinler…)

devamı için ABONE OL