GAZZE MONOLOGLARI
Rawand Ja’rour
[Çeviri: Mehmet Selim Özban]
Her sayımızda Ashtar Tiyatrosu’nun 2010 yılından beri sürdürdüğü Gazze Monologları’ndan birine yer veriyoruz. Tiyatro, dünyanın her yerinden gönüllülerce birçok dile çevrilen metinlerin yenilerini Yeni Gazze Monologları adıyla Arapça ve İngilizce olarak sayfasında yayımladı. Ashtar Tiyatrosu’nun sunuşuyla başlayan bu metinler, her şeye rağmen insanların umutlarını kaybetmediğinin de bir göstergesi. Gazze Monologları’nın tamamına gazamonologues.com adresinden ulaşabiliyor. Filistinlilerin sesini Gazze Monologları aracılığıyla duyurmak isteyenler metinleri çevirerek, seslendirerek veya bir performans dâhilinde sunarak destekleyebiliyor. Şimdi köşemizde yeni metinler için yazılan sunuştan kısa bir bölümü paylaşıyor ve Rawand Ja’rour’un 11 Kasım 2024 tarihli tekstini sizlere sunuyoruz.
“Bu yeni yazılmış monologlar, Gazze Şeridi’nde süregelen soykırımın ortasında yaşayan Gazze halkının ham, yürek burkan gerçekliklerini yansıtıyor. Bu bireyler, dünya çapında “Gazze Monologları Yazarları” olarak tanınıyor; birçoğunuz, onların gençlik yıllarında kaleme aldıkları metinlerle derinden bağ kurma fırsatı buldunuz. Bu metinler, dünya genelinde 62’den fazla ülkede, yüzlerce farklı mekânda -tiyatro ve üniversitelerden kahvehanelere, sokaklara, hastanelere ve hapishanelere kadar- okundu. Her bir anlatı, İsrail işgalinin soykırımsal savaşına karşı insan duygularının dayanıklılığı, acısı ve karmaşıklığına tanıklık ediyor. Bu sesler yalnızca hayatta kalma mücadelesini değil, sevdiklerinin, evlerinin kaybına ve yokluğa rağmen varlığını sürdüren cesaret, sevgi ve hatta neşe anlarını da yansıtıyor. Onlar, en karanlık zamanlarda bile insan ruhunun ışık ve anlam aradığını bize hatırlatıyor. Bu yeni anlatılarda, bombalamalar, yerinden edilmeler ve insanlık dışı bir kuşatma altında yaşamanın acımasız zorluklarıyla parçalanan hayatlara tanıklık edeceksiniz. Bu metinler, kayıp, korku, umut ve güvenlik ile barış arayışını, her günün basit sevinçlerinin bir soykırım savaşının gölgesinde kaldığı bir dünyada dile getiriyor.”
* * *
YENİ GAZZE MONOLOGLARI #7
Her sabah uzaklığın ve çaresizliğin getirdiği garip bir acıyla başlıyor. Özgürüm ama bir mahkûm gibi hissediyorum kendimi; sanki ruhum asla ulaşamayacağım bir yerde sıkışıp kalmış. Her sabah beni sarsan haberlere, ekranlardan bana ulaşan patlamalara uyanıyorum. Ama en zoru, 16 Aralık 2023 Cumartesi günüydü. Her zamanki gibi ailemi aradım, seslerini duyup yüreğimi biraz olsun rahatlatmak için. Ama bana ulaşan sesler, huzurdan çok uzaktı; ağlamalar, hıçkırıklar ve iniltiler…Ne olduğunu anlamaya çalışırken annemin gözyaşları içinde boğulan sesini duydum: “Bombaladılar bizi… yavrum… baban… uyanmıyor. Allah onu korusun.” Babam başından yaralanmıştı. Hareket edemiyor, konuşamıyor ve hatırlamıyordu. Benim güçlü babam, artık tepki vermeyen bir bedene hapsolmuştu, zihni hayatının ayrıntılarından ve sevdiklerinin yüzlerinden uzaktı. Sonra… günlük aramalarım ağır bir yük hâline geldi; onları arıyorum, iyi olduklarını duymak istiyorum ama biliyorum ki kimse gerçekten iyi değil. Unutmayın, olanlar sadece haber değil. İnsanların hayatları, çocukların hayalleri, bir gün huzura kavuşmayı isteyen anne ve babaların umutları var içlerinde. Savaş kaçınılmaz bir kader değil, barış imkânsız bir rüya değil. Acımızı hisseden kalplerin olduğuna inanıyoruz. Umut ve dualarınızda bizlerin de bir payı olsun. Belki o zaman dünya daha adil ve insani bir yer olabilir.