RIDVAN ŞENTÜRK İLE TERÖRİST OYUNU ÜZERİNE
Ekrem Arslan
[Ekrem Arslan’ın yazar ve akademisyen Rıdvan Şentürk ile 12 Şubat 2024 tarihinde yaptığı röportajın videosuna youtube sayfamızdan ulaşabilirsiniz.]
* * *
Hocam, Terörist diye bir oyununuz var. Aynı zamanda bir kitaba da dönüştü. Oyunun adı niye terörist?
Terörist aslında yıllar önce yazılmış bir oyun. Benim üniversite yıllarında yazmaya başladığım, daha sonra tekrar 2000’li yıllarda üzerinde çalışarak tamamladığım bir oyun. 1986-87 yıllarında oyunu yazarken içinde bulunduğumuz çağın aslında bir terör çağı olduğunun farkına varmış olmalıyım ki; insanın daha çok varoluşsal sorunlarına, hakikat arayışına ve özgürlük ümidine ilişkin bir oyun yazmam gerektiğini düşündüm.
Fakat buradaki terörist, bizim bildiğimiz sıradan, eline silah alıp oraya buraya saldıran, bombalayan, birilerini öldüren veya intihar saldırısına girişen tipik bir terörist değil. Buradaki terörist, içinde bulunduğumuz çağda kendi içimizde, ruhumuzda, beynimizde, iliklerimize kadar bütün hücrelerimizde, yaşadığımız hatta kendi varoluşumuzun bilincinden dahi bizi uzaklaştıracak veya ona yabanlaştıracak düzeyde yaşadığımız terörle alakalı. Çağın terör çağı olmasının ya da terör çağı olarak adlandırılmasının anlamı bu.
Terörün kendisi tabii ki önemli. Terör nedir, kendi başına bir kimliği, kişiliği, iddiası var mıdır, yoksa başka bir şey için midir, başka bir şeye aracılık mı eder, aracılık ettiği şey nedir? Bunlar ayrıca tartışıla bilir. Ama yaşadığımız çağın bir terör çağı olduğunu ve bunun da bizim hem insanlık hakikatimize, dolayısıyla özgürlüğümüze yabancılaşmamızla tezahür ettiğini söyleyebiliriz. Bu terörü yaşayanlar ve yaşatanlar var. Yaşatanlar, aslında bize çağımızda ideal bir düzen olarak yaşamamız gerektiğini söyleyen ve bizi buna inandıran sistemi kuranlar. Bunu kapitalizm olarak adlandırabiliriz, modern devlet anlayışı olarak sorgulayabiliriz, materyalizm olarak adlandırabiliriz.
Yaşadığımız çağda, bize bazı şeyleri ya da yaşadığımız hayatı yaşamaya mecbur kılan, adeta dışına çıkmamızı imkânsız kılan ve kendine esir eden sistemi yargılamak, eleştirmek için yazılmış bir oyun. Burada kastedilen asıl terörist bu sistem. Fakat bu sistem mutlak güç olarak kendini sunduğu için ve kendisine her karşı çıkanı, her özgürlük iradesini ve mücadelesini terörist olarak yaftaladığı için hakiki teröristin kim olduğu bazen birbirine karışabiliyor. Onu ayırt etmekte zorluk çekebiliyoruz. Oyun; tıpkı yaşadığımız hayatta olduğu gibi oyunda kurulmuş bir düzene karşı çıkan, oyunun dışına çıkmaya çalışan, özgürlük arayışı içerisindeki bir karakterin, terörist olarak yaftalandığı; ama asıl teröristin, bu yaftalamayı yapan yazarın, yani düzenin, yani oyunun kurucusu olduğunu bize anlatmaya çalışıyor. O yüzden oyunun adı terörist. Yani oyunun afişini gören, adını duyan seyircinin öncelikle oyun herhalde “Terörizm nedir, terör nedir ve gerçek-hakiki terörist kim?” gibi soruları soracak diye düşünmesi gerekir.
Terörist, Devlet Tiyatroları’nda oynandı ama metin, tiyatro sahnesinde tiyatroya karşı çıkan bir oyun olarak hazırlanmıştı, doğru mu?
Tiyatro sahnesinde tiyatroya karşı çıkan demeyelim de tiyatronun bildik, yıllarca kendi gelenekselliği içerisinde klişeleşmiş, gelenekselleşmiş ama aynı zamanda dogmatikleşmiş, tiyatroyu daha çok hayattan koparan, kendi düzeneği içerisinde rol yapmanın sanatı olarak bir şekilde kendini kendi kodeksi içerisine hapsetmiş olan tiyatroya karşı çıkan bir metin diyebiliriz.
(…)