KITSCH VE SANATSI YANILSAMALAR

Ekrem Arslan

 

Sanat dünyasında “kitsch” (kiç) ve “pop” kavramları, modernizm ve postmodernizmin tartışmaları arasında en çok sorgulanan, aynı zamanda en çok yıpranan estetik terimler arasında yer alır. İlk olarak 1930’lardan itibaren öne çıkan bu kavramlar, özellikle 1970’lerde postmodernist söylemlerle daha yaygın bir kullanım alanı bulmuş ve eleştirel bir araçtan çok, estetik bir klişeye dönüşmüştür. Ancak bu dönüşüm, sadece kavramsal bir belirsizliğin değil, eleştirinin bizzat anlamını ve gücünü kaybetmesinin de bir göstergesi olmuştur.

19. yüzyılda Baudelaire, sanatı taklit ve yüzeysellikten ibaret olan bir zanaat olarak gören eserleri, “chic” ve “poncif” terimleriyle tanımlamıştı. Ona göre bu tür sanat eserleri, hayal gücü ve yaratıcılıktan yoksundu; bir nevi sahte bir zanaatkârlığın ürünüydü.

Kitsch kavramını, estetik değerlerin, özgünlükten çok dekoratif ve yüzeysel bir hazza indirgenmesi olarak tanımlayabiliriz. Modern toplumun hızlı üretim ve tüketim döngüsünde, sanatın demokratikleşmesi bekleniyordu. Ancak demokratikleşmesi bir yana iyi ve kötünün ayırt edilemeyeceği kadar fazla arz, pop düşünceyle beraber her şeyin sanat olabileceği yanılgısı ve bunlara rağmen sanata talebin ontolojik bir zorunluluk olmasından sebeple yaşanan estetik bir düşüşün adıdır “kitsch”.

Walter Benjamin “kitsch”i tamamen tüketim odaklı bir sanat olarak tanımlar. Ona göre, sanatın kitlelere yönelik popülerleşmesi, derin bir estetik ve entelektüel bağdan çok, basit bir duygusal tatmin sağlama işlevine indirgenmiştir. Fotoğraf ve kameranın yaygınlaşmasından çok önce, 1935 yılında, büyük bir öngörüyle kaleme aldığı Mekanik Yeniden Üretim Çağında Sanat kitabında, mekanik yeniden üretimle yani eserin görüntüsünün sonsuz kere tekrar tekrar kopyasının oluşturulabilmesi imkânıyla beraber sanatın “aura”sının kaybolması, estetik değerin derinlikli bir anlam yerine yüzeysel bir zevke dönüşmesine zemin hazırladığından bahseder. İşte kitsch, bu yüzeyselliğin bir sonucudur.

Benjamin’in bu görüşleri, kültür endüstrisi kavramını geliştiren Adorno ve Horkheimer tarafından daha da derinleştirilmiştir. Adorno, “kitsch”in sanatın düşmanı olmadığını, bilakis sanatın her zaman içinde taşıdığı bir tehdit olduğunu öne sürer. Bu yönden bakıldığında kitsch dışarıdan bir etki değil, sanatta yaşanan çürümenin yaydığı kötü kokudur. (…)

devamı için ABONE OL