SHAKESPEARE’İN YOLCULUĞU: GLOBE’DAN SCHAUBÜHNE’YE
Türküler Topal
Sanatın yeniden üretimi üzerine düşünüldüğünde birçok farklı sanat dallarından eserin yıllar ve hatta yüzyıllar sonrasında; kimi zaman eserin üretildiği zamandan koparıldığında anlamını kaybeden kimi zaman da değişen teknoloji ve toplumsal dinamiklerle anlamı çeşitlenen ve sanat tüketicisinin değişen algısına göre yeniden şekillenerek üretilen eserlerden bahsedebiliriz. Bu anlam değişimini irdelemek için Walter Benjamin’in 1936’da yazdığı Teknik Olanaklarla Yeniden Üretilebilirlik kitabı bizlere rehber olabilir.
Benjamin’in Teorisi: Yeniden Üretim, Aura ve Politik Sanat
Walter Benjamin’in çalışması, temelde sanatın modern çağda nasıl dönüştüğüne dair bir bakış sunar. Benjamin’e göre geçmiş dönemlerdeki eserlerin yeniden üretiminde “…öğrenciler ilgili sanat dalında yetkinleşmek, ustalar eserlerini yaygınlaştırmak ve nihayetinde üçüncü taraflar da kâr sağlamak için bu türden taklit etme işine hep girişmişlerdir.” (Benjamin, 2023: s.11) Bu tür benzetme, taklit veya röprodüksiyon uygulamaları, ilk üretildiğinde dünyada biricik olan eserin zamanla kopyalanarak çoğaltılması ve aslında elit kesimlerle anılan eserlerin kitlelere ulaşımını sağlamıştır. Sanatın yeniden üretimi konusuysa bir sanat eserinin bulunduğu zaman ve mekândan koparılarak ama özünün korunarak yeni bağlamlarda yeni alımlayıcılara yeni biçimlerde ulaşmasını merkeze koyduğundan, bir sanat eserinin birebir aynısının kopyalanmasından ayrışmaktadır. İşte bu noktada sanat eserinin önemli bir özelliğine vurgu yapar Benjamin:
Mükemmele alabildiğine yakın bir reprodüksiyonda bile bir şeyin eksikliği söz konusudur: Sanat eserinin şimdi ve burada olma hali, yani bulunduğu yerdeki bir defalık varlığı. Eserin, meydana gelişi esnasında maruz kaldığı kendi tarihçesi, ancak ve ancak bir defalık varoluşu içinde gerçekleşir. Fiziksel varlığının zaman içinde gördüğü değişimler de eserin girmiş olabileceği farklı mülkiyet ilişkileri de bu tarihçenin birer parçasıdır. İlkinin izleri, reprodüksiyonlarda uygulanması mümkün olmayan kimyasal ya da fiziksel türden analizlerle gün ışığına çıkarılabilirken ikincinin izi, orijinalin ilk konumundan yola çıkılıp takip edilmesi gereken bir geleneğin konusudur. (Benjamin, 2023: s.13)
(…)


 
				 devamı için ABONE OL
 devamı için ABONE OL