SANATIN ÜRETİMİ VE TÜKETİMİNDE ÇOCUK OPERASI
Pınar Aydın O’Dwyer
Yaşamda yeni üretim ile yeniden üretim kavramları hiç kuşkusuz çocuk kavramıyla sembolize edilebilir. Ne de olsa “çocuk” yeniliğin üretimi ve “çocuk yetiştirmek” gelecek için her gün yeniden üretimle eşdeğerdir. Bir çocuğu en verimli şekilde yetiştirmekte ana etmenlerden biri olan “sanat”, son yıllarda giderek hızlanan bir şelale ivmesiyle “çocuk” temasının ve “çocuk tüketicinin” farkına varmıştır. Öyle ki kitapçıların raflarında çocuklar için kitaplar ile “çocuk yetiştirme” hakkında kitaplar iyice görünür hâle gelmiştir.
Okullarda çocuk oyunları olalıberi, tiyatroda çocuk oyunları zaten nicedir vardı. Bu oyunlar tercihen müzikli olmalıydı ki bir yandan örtük müzik eğitimi yapılabilsin, diğer yandan da tiyatro-müzik ikilisinin sanat uyarısı bellekte yer edinebilsin.
Sinema sanatı ise beyazperdeye daha ilk karelerini yansıtır yansıtmaz ve ardından Walt Disney stüdyoları kurulur kurulmaz Fantasia, Mary Poppins, Neşeli Günler (Sound of Music), Dr. Dolittle vb. ile hedef kitlesinin bilincini biçimlendirmeye girişmişti. O denli ki bugün torunlarımız üçüncü dördüncü kuşak olarak eskinin arketip karakterleriyle bezeli cep telefonu oyunlarını ellerinden düşüremiyor.
Opera sanatına gelince, başlangıcında aristokratların eğlence materyali olarak kullanılmış olup zamanla burjuvaların ve en sonunda proleterlerin de ulaşabildiği bir sanat hâline gelmeyi başarmıştır (1). Yapısı gereği opera, müzik, libretto, dolayısıyla şancı ve şefli orkestra; dolayısıyla sahne, reji, mimik, mizansen, dekor ve kostüm vb. gerektirdiği için maddi boyutu futbol tribünü gediklilerinin cüzdanına sığamamıştır.
(…)


 
				 devamı için ABONE OL
 devamı için ABONE OL