SINIRLAR (SÖZSÜZ OYUN)
Rıdvan Şentürk
Sahne karanlık. Sessizlik. Sağında ve solunda siyah perde/siyah cam ekran bulunan sahnenin seyirciye karşılık gelen arka duvarına/perdesine/cam ekrana yansıyan uzay görüntüsünün derinliğinde mesafeli zaman dilimlerinde yanıp sönen birkaç yıldız ve kayıp giden meteorlar görülür.
Seyirci yerini aldığında, yavaş bir tempoyla zamanın (yaklaşık bir dakika) tik-tak sesi duyulur.
Sahnenin orta yerinde bir nokta ışık belirir. Nokta ışığın belirmesiyle birlikte aynı anda uzay görüntüsü kaybolur.
Sahnede nokta-ışığın belirdiği yerde (kırmızı) bir koza ve içinde KİM, dizlerini göğsüne çekmiş vaziyette hareketsizce durmaktadır. Nokta ışığın belirmesiyle birlikte, zamanın yavaş tempolu tik-tak sesine, daha hızlı bir tempoyla kalp atışı eşlik eder. Zamanın tik-tak sesi ve kalp atışı sıralı ve ritmik bir biçimde birbirine karışarak bütünleşir ve melodiye dönüşür.
Kısa bir süre devam eden melodiye, sahnenin her yanından duyulan (fısıltılı) çağrı sesi (üç kez) eşlik eder: KİİİİM!
KİM kımıldamaya, sonra yavaşça hareket etmeye başladığında, melodinin yerini, zamanın öncekine nispetle daha hızlı akan tik-tak sesleri alır. KİM, üzerinde bir tişört ve diz boyu kısa pantolonla yavaşça kozadan çıkar.
KİM, kozadan çıktıktan kısa bir süre sonra, yüzü seyirciye dönük sağ tarafına uzanmış bir vaziyette durur. Kısa sessizlik.
KİM, yavaşça doğrulur ve yüzü seyircilere dönük biçimde oturur. Pan Flüt sesi duyulur. KİM, sırt üstü uzanır ve gözlerini tavana dikerek müziği dinler. KİM, tekrar yavaşça doğrulur, yüzü seyircilere dönük biçimde oturur, uzun dalgın bakışlarla seyircilere sonra merakla etrafına, daire biçiminde belirli aralıklarla dizilmiş, oldukları yerde ışıyan nesnelere (balon, bıçak, kuklalar, oyuncak bebek, oyuncak arabalar) bakınmaya başlar.
KİM, etrafına bakınırken nokta-ışıktan genel ışığa geçilir, uzay görüntüsü ve nesnelerin oldukları yerde ışımaları sona erer. Aydınlatma tekrar KİM üzerine düşen nokta ışığa dönüşünceye kadar tedricen küçülür ve zayıflar.
Pan Flüt sesi kesilir. Kim, etrafına bakınırken yerde duran oyuncak bebeği görür, sevinir. Ney sesi eşliğinde emekleyerek yanına gider, severek kucağına alır ve bağdaş kurup oturur. Önce saçlarını okşar, karnını gıdıklar, tebessüm ederek bebeğe dilini çıkarır, yanaklarından öper, sağa ve sola sallamaya, uyutmaya çalışır, usulca yere bırakır. KİM, kısa bir süre oyuncak bebeğin uyuyuşunu seyreder. Ney sesi bittiğinde, başı göğsüne düşer ve kısa bir süre öylece kalır. Saat sesi duyulur.
KİM, başını kaldırıp tekrar etrafına bakındığında emekleyerek, hızlı tempolu kalp atışı sesi eşliğinde yerde gözüne ilişen balona yönelir. (…)